Biz kendi içimizde uzlaşabildik mi ki?

Kimimiz Çerkesya'ya dönüşü örgütlüyoruz; bunu temellendirmenin bir tartışmasını yapmadık. Herkes kabaca bu temeli; "Orası bizim vatanımız" olarak değerlendiriyor ve aslında baktığımızda evet, gerçekten de orası "bizim vatanımız" ancak Türkiye'deki bir çok Çerkesin bu temeli, temelin slogan halinden daha fazla bildiği yok. Mesela irdelemek lazım; "bir insanın vatanı neresidir?" diye. Vatan, insanın kendini ait hissettiği yerdir. Size kısaca, kabaca şöyle bir örnek vereyim; dünyayı bir apartman olarak düşünün, bu apartmanda yaşayan her aileyi de bir halk.. peki bu durumda ailenin vatanı apartmanın neresine denk düşüyor? O zaman bir iyice düşünelim-taşınalım. Biz Çerkesya'yı, bu apartmanın neresinde görüyoruz diye.. bugüne kadar, "ille de vatanım" diyen bülbüllerin hepsi ne yazık ki Çerkesya ilgili bir şeyler üretirken, o çok övündükleri vatanlarına apartmanın en altında Türkiye'de genelde kömürlük olarak bakılan "sığınak" muamelesi yaptılar. Ergün Yıldız, Kaffed'in istişare toplantısında konuşurken ne dedi? Daha da gerçekçisini, biraz argoydu ama emin olun durumu o kelimeden daha net, daha temiz, daha sade anlatacak başka bir kelime yoktu? "vatanına genelev, soydaşına fahişe muamelesi" yapan anlık vatanseverlikçiler. Vatan böyle mi sevilir? Neden daha önce hiç -bugün dönüş şartları en kolay  haline gelse bile kitlesel bir harekete dönüştüremeyeceğimizi- tartışmıyoruz? Söyleyeyim; çok korkunç sonuca çıkıyor. Tam bir umut çölüne gidiyor. Çünkü, artık neredeyse hiç kimse vatanını sevmiyor. Vatanını sevmesi için gerekli hiçbir şeyi de bilmiyor, aydınlar bunu hiç konuşmuyor, örgütlerin neredeyse hepsi; kendilerinde bile olmadığı halde, varmış gibi halk tabanımıza "vatanseverlik" methiyeleri düzüyor.  Türkiye'de Çerkeslerin 3 temelde birbirinden ayrılan ve vatanı, lafla peynir gemisi yürütmekten öteye gitmeyecek şekilde ilgilendiren tartışması var. Birincisi Laiszm, ikincisi İslam, Üçüncüsü "Ne mutlu Türküm diyene" açın bakın tartışılan yerlere, konuşulan şeylere. Bu üçü dışında siyasi ve radikal biçimde tartışılan şey ne? Vatanla ilgili paylaşılan tek şey "haber bülteni" ee, bu da artık kendi içimizde çözülmesi gereken bir konu. Bu konuyu önemseyin.

Kimimiz Faşist İktidarı devirecek gücü örgütlüyoruz; bunu Çerkesliğe ise, Çerkeslere de zarar veren yapının iktidar olduğunu ve Çerkeslerin de halk olarak kurtuluşunun iktidarın gitmesi olduğunu söylüyoruz. Açık olayım, henüz yayına almadığım "bir adım ileriniz ne" isimli taslak metnimde iktidar ile ilgili açıkça:
...İktidar, (ki bunu yalnızca bugün meclisin içerisinde hükümet kurmuş bir partiye giydirmemiz, ancak kendimizi kandırmaktır) nedir ve topluma nasıl nüfus eder? Seçimlerde gerçekten bir iktidar mı seçilir? Bana göre, hiçbir seçim hiç kimseyi iktidar kılmıyor. Seçimler; iktidarın sözcülüğü içindir ve seçilmişin iktidara etkisi asla yoktur. Halka iktidarı seçme hakkı tanınmaz, çünkü halkın seçimi muammadır, halkın seçimi risktir ve iktidar böyle bir riski asla almaz. Ancak herşeye rağmen, iktidarın kanunlarını, yasalarını, düzenini halka açıklama görevini halkın seçtiği sözcülere açıklama nezaketinde bulunur. Bu nezakette, aslında bir politikadır. Çünkü halk, iktidarın her yaptığını, her yapacağını; kendi seçtiğinin ağzından duyarak rahatlayacaktır...
böyle yazdım, bunun böyle olduğunu savunuyorum, böyle olduğuna inanıyorum, inanarak, bilerek ve isteyerek yazdım bunları. Çünkü iktidar, 5 yılda bir seçilen sözcülere denmez, iktidar bugün üzerinde yaşadığımız üniter devlettir, bu devletin geleneğidir, tarihidir, nüfuzudur ve bugün Türkiye'de Çerkeslerin bu iktidarda ayakta kalmasının mümkünatı yoktur. İktidar yalnızca akp değildir, halkımız akpden öncede ezildi, eziliyordu... ve hatta bu devletin ilk temelleri atılırken, o an oluşmaya başlayan bugünün iktidarının diasporamıza yaşattıklarını hiçe atamayız. Şimdi bir kısım çerkes, sanki katıldığım tüm gösterilerde bu sözcülere karşı verdiğim mücadelede kendileri varmıştı gibi beni suçlayacaktır, ancak ben artık konuşanların değil, savaşanların söyledilerini önemsiyorum. Belki de bu topraklarda öğrendiğim en anlamlı deyiş "Ağzı olan konuşuyor" oldu. Peki, siz Çerkeslerin içindeki, Çerkesleri engelleyen iktidara karşı ne yapıyorsunuz? hiçbir şey! Gençleri susturan, susmayan gençleri sindiren iktidara karşı bugüne kadar ne eleştirisi yaptınız? hiçbir şey! Çerkesleri kuvai seyyare'de Türkiye İktidarının askeri yapan içimizdeki iktidara karşı neyi araştırdınız açıkladınız? hiçbir şey! Yıllarca Kürt-Türk çatışmasında, Türke "kucak açtı, yemek verdi" diye propagandalar yapan, bu savaş bizim savaşımız değil diyenleri duyulmaz kılan, karşı tarafın haklılıklarını da konuşanları "bölücü, hain, işbirlikçi" ilan eden iktidarlarımıza karşı neyin mücadelesini verdiniz? hiçbir şey! Kabardey, Abzex, Şapsığ, Hatkoy, Ubıh diye kabile kabile ayırıp usta bir mizahla bunu gizleyen ve biz biriz, Çerkesiz dememizi yıllarca engelleyen iktidara karşı ne bedel ödediniz? hiçbir şey! Abhazı, Oseti, Lakı, hatta Karaçay'ı Çerkes yapıp, Kabardeyi, Abzexi, Şapsığı Çerkes yapmayan iktidara karşı ne zaman karşı çıktınız? hiçbir zaman! Siz önce kendi iktidarınızı devirin de, hemen arkanızda susturduğunuz gençlerin konuşmasına bir müsade edin bence.

Kimimiz; Bölünmenin alameti olmayan bir Türkiye'yi inatla böldürmüyor hala. Gerçi bu kişiler hiç olmasa samimiler. Oldukları durumu örtbas etmiyorlar. Aidiyetlerini inkar etmiyorlar. Biyolojik Çerkesiz, psikolojik Türk'üz diyorlar. Onları tartışmak bile istemiyorum. Neyse..

Şimdi başlığa dönelim; Sahi... Türkiye gerek demokraik, gerek kritik, gerek zorlu ve çetin bir dönemece giriyor ve bizim Çerkesler olarak tüm bunlarda da toplumsal bir katkımız yok. Bireyler ve küçük zümreler olarak katkı sunan insanları da görmezden gelemem elbet, ancak toplumsal olarak bir katkıdan da söz edemem.. Daha dönemece gelmedik, bir kaç adım gerideyiz ve her o dönemece yaklaştığımız her milimde, Çerkeslerin içinde bir kıyamet aldı başını kopuyor! Oo, sınıf indirgemeciliği Çerkeslerde, Siyasal islamcı yaklaşım Çerkeslerde, Siyasette baştan başa dönüp dolan kalpaklarımız Çerkeslerde! Kürtlerden sonra, Kürtlerin temsil etmediği tüm kesimleri temsil edeceğini iddia eden "Çerkeslerin Partisi" elbette bizde.. sosyologların tartıştığı konular bizde.. İstanbul'da bağımsız adaylarımız, geniş Çerkes kitleleriyle miting yapacaklar neredeyse, partilerden Çerkes adaylarda açıklanıyor.. hepsi "Çerkesler için" diyor. Halkımızla uzlaşı içinde, Türkiye'nin demokratik gelişimine katkı sunarak diyor.. hep birlikte, kardeşçe diyor. He, daha Kabardey-Abzexle.. Şapsığ-Hatkoyla uzlaşamadan, Uzunyayla'nın taşra bir Çerkes köyündeki Fazilet teyzenin tek derdi, ineğine yem alacak kadar para çıkını oluşturmakken.. tüm örgütler; bırakın talepleri, daha kimliğimiz üzerinde bile anlaşamamışken biz bunları yapmaya talibiz? Talibiz? Biz önce bir yerlerden, Çerkeslerin Türkiye'deki kahramanlık-hainlikleri dışında, kendi tarihlerini anlatan kaynaklar bularak kendimizi tanımaya başlamalıyız bence. Önce dilimiz, ağzımızla uzlaşmalı.. gözümüz, kaşımızla.. anamızı-babamızı ikna etmeliyiz önce; bir olduğumuza. Çerkes olduğumuza. Sonrası zaten siyasal adaptasyon, gelişir, güzelleşir, olgunlaşır, meyve verir..
Share:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çerkesçe

Translate

Çerkesler

Çerkesya

Çerkesya ya da Çerkezistan (Çerkesçe: Адыгэ Хэку,[1] Rusça: Черке́сия, Gürcüce: ჩერქეზეთი, Arapça: شيركاسيا[2]), Kuzey Kafkasya ve Karadenizin kuzeydoğu kıyısında yer alan bir bölge ve tarihsel bir ülkedir. Bu Çerkes halkının vatanıdır.

Etiketler